Navia Psikoloji
#Ebeveynlik #Nesne İlişkileri #Politik Psikoloji #Psikanaliz
Güç, Hiyerarşi ve Sorumluluğun İnşası

Ebeveynlikten politikaya, ilişkisel yapılar üzerine bir düşünme denemesi


Gücün Sessiz Coğrafyası: İlişkilerde Görünmeyen Yerleşimler

Ebeveynlikte, toplumsal ilişkilerde ve elbette politikada “güç” kavramını derinlemesine anlamak büyük önem taşır. Gücün nasıl konumlandığı, hiyerarşi, nesiller arası farklar, sınırlar ve engellemelerle yakından ilişkilidir. Hem ebeveynler hem de devletler, hiyerarşik yapıda çocuklara ve halka göre üst konumda yer alırlar. Bu konum, doğası gereği bir sorumluluk taşır. Ancak güçle birlikte gelen bu sorumluluk, kimi zaman kötüye kullanılma ya da istismar edilme riski de taşır. Gücü elinde bulunduran, yani hiyerarşik olarak “yukarıda” olan kişi ya da kurumların gücü istismar etmesi daha kolay fark edilebilir, hatta öngörülebilir olabilir. Fakat “aşağıda” bulunan grupların gücü nasıl ve ne şekilde istismar edebileceği daha karmaşıktır ve ayrıca düşünülmeyi gerektirir. Ancak burada da dikkat edilmesi gereken, bu istismarın çoğu zaman yine yukarının rolüyle, ihmaliyle veya yönlendirmesiyle şekillendiğidir. Hiyerarşinin hiçbir katmanı diğerinden tamamen bağımsız değildir.


Sınırın Ontolojisi: Bireysel Gelişimde Engellemenin Rolü

Örneğin çocukların her isteğinin yerine getirilmemesi, zaman zaman sınırlarla ve engellemelerle karşılaşmaları bir gerekliliktir. Bu, onların ruhsal gelişimi kadar toplumsal uyumları açısından da elzemdir. Ancak bazı ebeveynler, çocuklarının tüm arzularını karşılamaya çalışarak onları sınırlandırmak yerine, bir fantezi dünyasına hapseder. Bu noktada ebeveyn çocuğa yalnızca bir rol değil, aynı zamanda kendi güçsüzlüğünün de bir yansımasını verir.

 

Yönsüz Gücün Krizi: İçsel Otoritenin Dağılması

Tıpkı kendi gücünün yönünü ve niteliğini sorgulamayan bir politikacının veya kendini diğerlerinden hiyerarşik olarak üst pozisyonda gören bir grup insanın zamanla hem topluma, hem dünyaya, hem de kendisine zarar vermesi gibi, ebeveynin de çocuğuyla kurduğu ilişkide yön tayin edememesi, arzularla gerçeklik arasında bir mesafe inşa edememesi benzer bir çıkmaza yol açar .Bu durumda çocuk, yalnızca ebeveynin doyum arayışının sahnesine dönüşmez; aynı zamanda ebeveyn de kendi konumunun ağırlığını taşıyamaz hale gelir. Gücü yönetemeyen, ona biçim veremeyen kişi zamanla kendi içsel otoritesinden de uzaklaşır. Böylece istismar yalnızca karşıdakine değil, gücün taşıyıcısına da yönelir — fark edilmeyen, dağınık ama derin bir kayıpla.


Sonuç: Gücü Taşımak, Sınırı Kurgulamak

Hiçbir hiyerarşi tek yönlü işlemez. Aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya akan bir etkileşim içinde, güç her zaman şekillenir. Asıl mesele, bu şekillenmenin ne kadar bilinçli olduğudur.

Güncel yazılardan haberdar olmak için bültenimize abone olun
Kategoriler