Psikoterapi konuşmaya dayalı bir terapi yöntemidir. Konuşma terapisinde kişinin ruhsal süreçleri terapist ve danışan ikilisinin işbirliğinde incelenir; psikolojik zorlanma ve şikayetleri ele alınır; kişi hayatında keşfetmek, değiştirmek istediklerine dayalı bir çözümleme sürecinin içine girer. Terapi, çerçeve olarak adlandırılan belirli bir yapı içerisinde gerçekleşir. Buna terapinin nasıl bir yöntemle ilerleyeceği, ne kadar sıklıkta görüşüleceği, terapinin ne kadar süreceği gibi detaylar dahildir. Çerçevenin yapısı terapistin çalışma şekline göre değişiklik gösterebilir; ancak her terapist uyması gereken değişmez etik kurallara tabiidir. 

Terapiye başlamanın pek çok sebebi olabilir. Kişinin yaşadığı ruhsal zorluklar bu sebeplerden bir tanesidir. Bunun dışında kişinin kendini daha yakından tanıma isteği, yaşadığı ilişkisel zorluklar, hayatında tekrar eden ve rahatsızlık veren örüntüleri fark etmesi, geçmiş deneyimler üzerine çalışma niyeti, hayatını istediği yönde değiştirme arzusu gibi pek çok sebep terapiye başlamak için önemlidir.


Psikoterapi farklı yaş gruplarına, bireysel ve grup terapi şeklinde uygulanabilir. Çocuk ve ergenler, yetişkinler, çiftler yukarıda bahsedilen çeşitli sebeplerle terapiye başvurabilirler. Navia Psikoloji olarak merkezimizde ergen ve yetişkin bireylere psikoterapi hizmeti verilir. Bununla birlikte, grup terapi çalışmaları yapılır. 

Psikoterapi kişiye özel, biricik bir süreçtir. Bu nedenle terapiden beklenenlerin de kişiye özgü olması kaçınılmazdır. Süreçten beklenenler hakkında seanslarda konuşulması ve beklentilerin anlaşılması önemli bir gündem maddesidir. Her ne kadar beklentiler kişiye özgü olsa da, terapide sıklıkla rastlanan beklentilerden bazıları;


  • Güvenli ve yargısız bir alan bulmak,
  • Kendini ve yaşantını daha iyi tanımak,
  • Duygularını anlamak ve daha iyi düzenlemeyi öğrenmek,
  • Geçmişin bugünkü yaşamına etkisini keşfetmek,
  • Sağlıklı bağlar kurmayı desteklemek,
  • Alternatif bakış açıları ve çözüm yolları kazanmak


olarak sıralanabilir. 


Terapinin belirli bir ritimde gerçekleştirilmesi önemlidir. Navia Psikoloji’de seansları düzenli aralıklarla, uzun dönemli ve ucu açık olarak gerçekleştiririz. Seanslarda danışanların zihninden geçenleri olabildiğince serbest bir şekilde terapistleriyle paylaşmaları beklenir.


Terapist ve danışanın yapacağı ilk değerlendirme seansı tüm bunların konuşulacağı seanstır. Bazı durumlarda bu değerlendirme birden fazla seans sürebilir. Değerlendirme seanslarında danışan beklentilerinden bahseder, terapist çalışma şeklini açıklar. Bunun neticesinde, terapist ve danışan birlikte çalışmaya karar verdiğinde süreç başlar. 

Uygulama - Psikoterapinin merkezinde danışan ile terapist arasında güvene dayalı ilişki bulunur. Terapist, yargılamadan dinleyen, güvenli bir alan sunan ve sürece rehberlik eden bir roldedir. Terapide birey düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını daha yakından inceleyerek kendine dair içgörü kazanmaya başlar. Çoğu zaman, kişinin bilinçli olarak farkında olmadığı süreçler ve geçmiş deneyimlerin bugünkü yaşantıya etkileri fark edilir.


Psikoterapide kullanılan yöntemler terapi türüne göre değişir. Bazı yaklaşımlar konuşmaya, bazıları bedensel farkındalığa, bazıları ise yaratıcı süreçlere (sanat, oyun, hayal gücü vb.) odaklanır. Kişinin ihtiyaçları ve beklentilerine göre çalışma bireysel terapi, grup terapi, çift ve aile terapisi gibi çeşitli şekillerde gerçekleşebilir.


Sıklık - Psikoterapinin süresi, sıklığı ve zamanlaması; bireyin ihtiyaçlarına, kullanılan terapi yaklaşımına ve hedeflerine göre değişir. Ancak, Navia Psikoloji olarak anlamlı bir süreç için görüşmelerin düzenli olmasını ve haftada en az bir seans yapılmasını öneririz. Daha derinlemesine bir çalışma için haftada birden fazla seans da yapılabilir.


Süre - Seans süresi terapistin çalışma şekline, birey ve gruplarla çalışmak gibi birçok faktöre göre değişkenlik gösterebilir. Seansların haftanın hangi gün ve saatinde yapılacağı terapist ve danışanın uygun zamanlarına göre ortaklaşa belirlenir. Seanslar zamanında başlar ve zamanında biter. Geç gelinmesi durumunda, seans önceden belirlenmiş bitiş saatinde sonlanır.

Psikoterapinin insan ruh sağlığı üzerindeki faydalarının keşfedilmesinden bu yana yıllar içerisinde çeşitli yöntemler (ekoller) doğmuştur. Bu yöntemler iyileşme sürecinin nasıl gerçekleşeceği açısından temelde amaç, yöntem, terapinin sıklığı, süresi gibi çeşitli açılardan farklılıklar gösterebilir.


Kimi ekoller derinlemesine çalışmayı içeren, açık uçlu süreli ve bilinçdışı gibi dinamikleri barındırırken; kimileri ise semptom ve şikayet odaklı, kısa dönemli terapilerdir. Navia Psikoloji’de biz derinlemesine çalışmayı içeren, uzun dönemli ve açık uçlu bir çalışma şeklini benimsemekteyiz. 

Terapide mahremiyet, danışan ile terapist arasındaki görüşmelerin gizli tutulmasını ve danışanın paylaştığı bilgilerin korunmasını ifade eder. Bu, terapötik ilişkinin temel taşlarından biridir ve terapinin çalışması için gerekli olan en kritik kavramlardan biri olan güvenin oluşmasına katkıda bulunur. Çalışmanın gizliliğini korumak terapistin tabii olduğu en önemli etik kurallardan birisidir. 

Terapinin ne kadar süreceği birçok etkene bağlıdır. Bunlardan birisi, terapistin çalışma çerçevesi ve şeklidir Bazı çalışmalar kısa dönemli, semptom odaklı ve yapılandırılmıştır. Bazıları ise, uzun dönemli, derinlemesine çalışan ve ucu açık süreçlerdir. Bir diğer etken ise, danışanın terapiye devam etme arzusudur. Süreç ancak danışan kendi ile çalışmaya istekli olduğu müddetçe devam edebilir.


Terapinin ne zaman sonlanacağına dair genel bir bilgi vermek mümkün değildir. Her terapi süreci biricik olduğu gibi her terapinin sonlanışı da biriciktir. Bu, sürecin dinamiklerine bağlı olarak her danışan için değişkenlik gösterir. Çalışmanın sonuna gelindiğinde terapist ve danışan ortaklaşa bir bitişe karar verirler. Burada önemli olan nokta, bitişin de sürecin diğer parçaları gibi terapist ve danışan ikilisi tarafından birlikte ele alınarak değerlendirilmesidir. Sonun konuşulabilir olması çalışmanın bütünü için kritiktir. Bunlara ek olarak, danışan terapiyi sonlandırmak istediği noktada bunu yapabilir. Şayet danışan süreci bitirmek isterse, terapisti ile bunu paylaşarak bir veda süreci planlanır.